Gazeteci Vedat Gürhan, Antalyaspor'un yeni yönetiminin camiaya uzak olmasını değerlendirdi.
Rıza Perçin başkanlığında yeni bir döneme başlayan Antalyaspor'da oluşturulan yönetim kurulunu değerlendiren Gazeteci Vedat Gürhan, şunlara yer verdi:
"40 yıldır kendisini tanıyıp çok sevdiğim Antalyaspor sevdalısı bir ağabeyim, Antalyaspor A.Ş Yönetim Kurulu listesini yolladı ve altına yazmış.
“Kaçını tanıyorsun.”
Baktım, inceledim.
Öncelikle Cesur beyi ismen tanıya bildim. Onunla da birkaç basın toplantısında karşılaştığımızdan dolayı.
29 kişilik listeyi ilk sıradan sonuna kadar tek tek inceledim. Olmadı, 29’dan birinci sıraya kadar geri döndüm.
Yok arkadaş.
Çağrışım yapan var da, tanıdığım pek bulunmuyor.
Pardon haksızlık etmeyelim listenin 3. Sırasındaki Fatih Demirtop ile bir basın toplantısı sonrası Antalyaspor Kulübü Başkanı Mustafa Ergün’ün odasında sohbet etmiştik. Galiba avukattı.
8’nci sıradaki Hakan Onay’ın da ismini duydum. “O mu acaba” diye sordum soruşturdum evet evet hamamcı rahmetli Hüseyin Onay ağabeyimin oğluymuş.
Bana bir ara sosyal medyadan, “Antalyaspor için ne yaptın sen” diye soru yönelten Hakan’ın ta kendisiydi yani.
Belli ki o da beni zerre tanımıyor.
Ben mi onu tanıyacağım?
Rahmetli Hüseyin ağabeyim de Antalyaspor sevdalısıydı. Işıklardaki maçlardan evvel rahmetli Fondip Mustafa’nın mekanında buluşur, bir iki kadeh atıp, maçın önemi hakkında bağıra-çağıra fikirler yürüttükten sonra stadın yolunu tutardık.
Ama saygılı ve seviyeli şekilde.
Ne var ki oğluna ben yabancı, oğlu bana.
Hal böyle olunca da tabi ki sorar bana, “Sen Antalyaspor’a ne verdin” diye.
Daha dün bir Amigonun oğlu diğer amigoya, “Sen nerden Antalyasporlu oluyorsun ki? Beşiktaşlısın sen Beşiktaşlı” dememiş miydi?
Sanki kendi babası Fenerbahçe fanatiği değilmiş gibi!.
Hayatım boyunca Kırmızı-Beyaz renklerden başka hiçbir takım formam olmadı. İki evladıma da Antalyaspor dışında hiçbir takım forması giydirmedim.
Ama öyle yakıştırmalar yaptılar ki, “Sana ne Antalyaspor’dan” deyip, “Sen falanca takımı tutmuyor musun” gibi abuk sabuk suçlamalarla karşılaşmadım değil.
“Ben doğduğumda Antalyaspor yoktu evlat. Mecburen başka takım taraftarı olmuşum” mu diyecektim?
Yani babasının tuttuğu renkli takımı bile bile bir başkasının tuttuğu sade renkli takımı yüzüne vurarak, aklı sıra kendisini Antalya’nın en büyük Antalyasporluluğunu ispatlamaya çalışan kara cahil misali.
Antalyaspor için en küçük bir fikir yürütenin yedi şeceresi araştırılıp sırf fesatlıktan olsa gerek hakkında olumsuz bir durum saptandığı anda bulunup sosyal medyada yapıştırılır.
Belden aşağıya inmeler dahil.
Özellikle de yıllarını Antalyaspor’a vermiş parası puluyla Kırmızı-Beyazlı ekip için rezil olmuş bir yığın ismen tanıdıklarıma da.
Dünün yetmesi ağzından çıkanı kulağı duymaz, “Sen bilmem ne kulübünün kongre üyesi değil misin” yaftasını yapıştırıp, geçer karşıya bir de keyif sürer.
Her hafta tribünde ya.,
En büyük Antalyasporlu o ya!..
Hatta Antalyaspor babasının çiftliği ya!.
Antalyaspor A.Ş yeni yönetiminin 29 kişilik listesinden girdik nerelere çıkıyoruz?
Madem öyle alın size 2 tane örnek. Bakalım buna ne yapacaksınız?
Listenin 18’nci sırasındaki Erdem Sürer için Galatasaraylı deniyor.
Ve 20’nci sırasındaki Nebi Erdemsoy Fenerbahçeliymiş.
Biri Galatasaray diğeri Fenerbahçe fanatiği ama Antalyaspor A.Ş yönetim kurulu listesindeki iki yöneticimiz.
Olamaz mı?
Bana göre tabi ki olur. Hele hele bu devirde Antalyaspor yönetici bulabilmiş öpüp başımıza koymalıyız da, Kırmızı-Beyazlı ekibe beş kuruşluk faydası olmamış, körü körüne takım tutucuları yok mu?
Size artık bunlar malzeme neyim değil."
