Gol atmanın mutluluğunu ne şarkıyla, ne formayı çıkarıp yarı çıplak koşmakla, ne de üzerine 11 futbolcunun çullanmasıyla ölçülebilir. Gol atmanın hazzı ve mutluluğu aslında tarifine binlerce […]
Gol atmanın mutluluğunu ne şarkıyla, ne formayı çıkarıp yarı çıplak koşmakla, ne de üzerine 11 futbolcunun çullanmasıyla ölçülebilir. Gol atmanın hazzı ve mutluluğu aslında tarifine binlerce kelime sığacak bir durumdur. Futbol oynadığım yıllar da attığım goller ile takımımın şampiyonluğa ulaşmasının mutluluğu ve sevincini tarif edilemeyecek haz ve rahatlama mevzuları ile alakalı bir durumu binlerce kere yaşadım. Golü yiyen takım ya da kalecinin gözünün içine baka baka ben adama böyle ‘Atarım’ demenin aslında argo lügatına yüzlerce kelime girer. Atmak, takmak, geçirmek, hatta hatta Yatmak !… Nasıl yani ? diyeniniz çıkabilir. Teknik direktörlerimiz meşin yuvarlağın sahada ki en güzel ‘Kadın’ olduğunu söylemiştir. Çünkü bütün futbolcular bu güzel kadının peşinden koşmaktadır. Şimdi böylesine güzel bir kadına sahip olan bir futbolcu ayağına gelmiş böylesi fırsatı ne yapar ? Elbette ki onu gözü başkasında olan birisine gönderir. Göz aldanması yapar, gözüne başka görünmesini sağlar. İşte tam bu nokta da o sahanın en güzeli kadın herkesi atlatır ve FİLELERLE buluşur. İşte bu buluşma, Belgesel kanallarında ki tüm canlıların üremesi ve çoğalmasında ortaya koyduğu teferruata benzer. Yani bir rahatlama olur, seyirci rahatlar, yedek kulübesi rahatlar, takım rahatlar, e elbette futbolcu da rahatlar. Buna konuşma dilimizde ne derseniz deyin. İşte sahanın o güzel hatunu filelere dokunduğu anda kim tarafından oraya gönderilmişse o tarafı rahatladır. Hanesine 1 gol olarak yazılır. Bu rahatlamayı, bu sevinci yaşarken yapılan her türlü davranış ve hareket bir rahatlamanın ürünüdür. Bu coşkuya bir de müzikle destek verilir ki değme keyfime. Bu rahatlamanın sanırım bir cezası da olamaz. Ancak Antalyasyor’un geçen yıl Fenerbahçe’yi sahasında 4- 2 yendiği maçta çalınan ve internette ‘tecavüz marşı’ olarak adlandırılan ‘The End’ şarkısı nedeniyle, tesislerden sorumlu bir Antalyaspor yöneticisi ile bir sesçi hakkında dava açıldı. Ölme eşeğim ölme. Antalya Kadın Dayanışma Merkezi ve Dayanışma Derneği ile İstanbul merkezli Cinsel Suçla Şiddetle Mücadele Derneği, olaya tepki göstererek, Antalyaspor Kulübü hakkında suç duyurusunda bulundu. Davacılar vekili ve Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu üyesi avukat Aylin Onursev takip etmekte. Bence Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu üyesi sayın Aylin Onursev Baro’da ki erkek ve kadın evli erkek ve kadın avukatların kaçının dayak yediği ve şiddet gördüğü, mobing uygulandığı, erkek ya da kadın avukat eşler arasında birbirine taciz ettiğini araştırsa sanırım çok daha korkunç bir durum ortaya çıkacaktır. Bence bu konu önemli. Hak ve Hukuk araştırması yapan, mağdur vatandaşların hakkını arayan Avuratların hatta hatta Baro’nun çeşitli bir çok konularda birimler oluşturmuş baro, milletin heyecan yaşadığı, takımın attığı gol sonrası tüm şehir olarak bizleri rahatlatan o muhteşem coşku ve heyecan veren müziğin altını, üstünü, sağını, solunu ele almayı bırakıp kendi içlerini görecektir. Baro herkesi eleştirip, milletin seferberlik mevzuları ile uğraştığı bu günlerde böylesine gayri ciddi ve komedi filmlerini aratmayacak bir mevzu da durumu incelemeye kalkması baro’nun kalitesi, niteliği ve nicelik durumu düşündürücüdür. — Okan Dilek / İleri Gazetesi