Tarihler 7 Nisan 2012’yi gösterdiğinde ne olduğunu belki ilk etapta hatırlamayabilirsiniz. Hatırlatalım; Antalyaspor’un ligde kalması için Fenerbahçe deplasmanından puan alması gerekiyor. Yenilirse ve Samsunspor, Sivasspor’u evinde […]
Tarihler 7 Nisan 2012’yi gösterdiğinde ne olduğunu belki ilk etapta hatırlamayabilirsiniz. Hatırlatalım; Antalyaspor’un ligde kalması için Fenerbahçe deplasmanından puan alması gerekiyor. Yenilirse ve Samsunspor, Sivasspor’u evinde yenerse Antalyaspor küme düşüyor. İstanbul’da sürpriz olmadı, Fenerbahçe kazandı. Sivasspor, Samsunspor’u Samsun’da yendi, Antalyaspor kümede kaldı. Neden hatırlattık bunu? Bugün Antalyaspor’un başındaki hocanın karakterini takımına nasıl yansıttığını ifade etmek için. Bu sezonun ilk 8 haftasının silik, ezik, mağlubiyeti kabullenen, galibiyet için kılını kıpırdatmayan takım gitti, işte o hocanın karakterini yansıttığı, yenilgiyi kabullenmeyen, savaşan bir takım geldi. Oysa takım aynı takım. At sahibine göre kişner. İlk 8 haftada sesi soluğu çıkmayan at şaha kalkmış durumda. Son 6 haftada Fenerbahçe 13, Başakşehir, Beşiktaş ve Galatasaray 12 puan almış. Antalyaspor’un puanı 16. Bu değişim sorulduğunda Rıza Hoca birçok konudan bahsediyor ama söze Eto’o ile başlıyor. Evet başrol Eto’o. Çok mu iyi oynuyor? Hayır. Fizik gücü yeterli mi? Yetersiz. Ama katkısı tartışılmaz. Ayrılıklar bazen zorunlu, bazen gereklidir. Ya hocayı, ya Eto’o’yu gönderecektiniz, İkinci şıkkı denediniz, olmadı. Çünkü Eto’o’yu göndermek yetmez, beraberinde en az 3-4 oyuncu daha gitmeliydi. O zaman ilk şık ‘gerekli’ hale geldi. Sonuç; 8. haftada son sıradaki takım, 14’üncü haftada Avrupa hedefinden bahsediyor. Akhisar beraberliğinin ardından Başkan Ali Şafak Öztürk’ün neler düşündüğünü tahmin edebiliyorum. Bugün de. Bazen 3 yanlış 1 doğruyu götürür, bazen de 1 doğru tüm yanlışları. İşte o doğru Rıza Çalımbay. Tüm yanlışları götürdü. — Murat Özgen / Sabah Akdeniz