Bilindiği üzere bir süredir Antalyaspor’da gündem çok yoğun. Kırmızı beyazlı camiada başkan Ali Şafak Öztürk’ün görevi bırakacağını açıklamasından sonra bu kez kimin geleceği tartışıldı. Yetmedi teknik […]
Bilindiği üzere bir süredir Antalyaspor’da gündem çok yoğun. Kırmızı beyazlı camiada başkan Ali Şafak Öztürk’ün görevi bırakacağını açıklamasından sonra bu kez kimin geleceği tartışıldı. Yetmedi teknik direktör Leonardo ile yollar ayrıldı, yerine gelecek isim uzun süre gündemdeki yerini korudu. Ardından günlerce yüksek rakamlar ödenerek transfer edilen, ancak hiçbir varlık gösterilemeyen Nasri ve Menez’in gönderilmesini konuştuk. Son olarak Samuel Eto’o. Sakat olmamasına rağmen son maçlara çıkmadı, “İlle de gideceğim” diye tutturdu. İlerisini düşünerek hareket eden yönetim Eto’o’yu bırakmamak için yoğun çaba sarfetti. Ancak parayı verip düdüğü çalan Atiker Konyaspor oldu ve yıldız oyuncuyu renklerine bağladı. Şimdi de bu konuyu tartışıyoruz. Tabi gündem bu kadar yoğunken bazı olaylar gözden kaçtı. Aslında benim gözümden kaçmadı, ancak zamanı olmadığı için konuyu bugüne bıraktım. Daha doğrusu transfer döneminin sona ermesini bekledim. Malumunuz Antalyaspor geçtiğimiz hafta Akhisarspor maçına 15 kişilik kadroyla çıktı. Gerekçe başka oyuncu olmadığıydı. Peki gerçek öyle mi? Hayır. Hamza Hamzaoğlu’nun göreve gelmesiyle A takım ile çalışmalara çıkan Oğuzhan Kolak, Hamdi Tayfun Yılmaz ve Mustafa İnan bir anda kesik yedi ve U21 takımının kadrosuna yollandı. Halbuki bu futbolcular bir önceki Beşiktaş maçında A takımın kadrosunda kendisine yer buldu. Akhisar maçında da bunun gerçekleşeceği düşünülürken bir anda altyapıdan gelen ve umut bağlandığı için profesyonel sözleşme imzalanan 3 genç oyuncu ansızın geldikleri yere geri yollandı. Açık konuşmak gerekirse bunu kabullenemiyorum. Gençlere önem veren bir hoca olarak bildiğim Hamza Hamzaoğlu’na da yakıştıramadım. Bunun bir diğer adı gençlerin hayalleriyle oynamaktır. Şayet bu 3 oyuncu kadroya alınsaydı Antalyaspor sahaya 18 kişiyle çıkardı. Böylelikle de Türkiye’ye rezil olmazdı. Şimdi denecek ki U21 takımının bu oyunculara ihtiyacı vardı. O yüzden oraya gönderdik. Kesinlikle bunu da kabul etmiyorum. Burada amaç, altyapıdan üst yapıya oyuncu vermek değil mi? Hal böyleyken üst yapıya verilen bir oyuncuyu tekrardan geri çağırmak de neyin nesi. Benim mantığım almıyor. Bilindiği üzere bu genç oyuncular Ziraat Türkiye Kupası’nda da kadroya alınmış ancak 3. ve 2. Lig ekipleriyle oynanan karşılaşmalarda bir saniye bile formda şansı tanınmamıştı. Bu şansı vermeyen de yüksek ücret verilerek altyapı koordinatörü olarak getirilen David Badia’ydı. Düşünebiliyor musunuz altyapının başına getirilen kişi kapılarını altyapıdan gelen oyuculara kapatıyor. Sonra da Antalya’dan futbolcu çıkmıyor deniliyor. Antalya’dan bal gibi futbolcu çıkar. Yetir ki onlara inanalım ve güvenelim. — Şifa Çiçek / Akdeniz Manşet