Kepez olarak bilinen bir mevkiden arabayla/otobüsle aşağı doğru inerken şehir sağınızda, bu cümle de solunuzda kalıyorsa doğru yerde, Antalya’dasınız. Bu başlığa taşıdığımız “Hiç şüphesiz ki Antalya […]
Kepez olarak bilinen bir mevkiden arabayla/otobüsle aşağı doğru inerken şehir sağınızda, bu cümle de solunuzda kalıyorsa doğru yerde, Antalya’dasınız. Bu başlığa taşıdığımız “Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir” cümlesi Atatürk’e ait midir değil midir tartışıladursun biz her kimin ağzından çıkmışsa bu cümlenin neden doğru olduğunu ve Antalya’yı özel yapan yaşamadan bilemeyeceğiniz mevzuları sizlere kısaca listeleyelim dedik. Antalya’yı sevin, Antalyalılara sarılın diye. 1.Tahin’in Antalyalının hayatındaki kritik yeri Kritik olmasa ilk maddeye koymazdık, kabak tatlısı (sert kireçlenmiş değil yumuşak ağızda dağılan) tahinde yüzmezse bir hiçtir. Hele hele size piyaz diye yedirilen fasülye salatalarına hiç girmeyelim, kavga çıkartırız. 2.Şişçiler cenneti, piyazcılar beşiği Nice şişçi vardır şehirde, Ramazan en meşhurlarındandır, tamam eti, şişi iyi güzel yaparlar falan ama esas mevzu yine söylüyoruz ki tahinli piyazdadır, piyazcıları da meşhurdur, Ahmet candır misal. Yemeyen anlayamaz, yiyen de anlatamaz, öyle bir güzellik. Şiş ve piyaz demişken Antalya’da domates yedikten sonra bugüne kadar domates adı altında size yedirilen kartonlara çok bozulacaksınız. 3.Turunçgil ailesinin atasının turunç olması gerçeği Arkadaş bu meyve koskoca bir aileye kendi adını vermiş, insanlar hâlâ turunç dediğinizde suratınıza boş boş bakıyor. Limon, mandalin, portakal, greyfurt gibi meyvelerin hepsinin ağa babasıdır turunç, yenmese de hürmet gösterilir, reçeli efsane olur, yapması meşakatlidir. O narenciye bahçelerinin, portakal çiçeğinin kokusundan bahsetmiyorum bile. 4.Korkuteli’nin bağrından kopan lezzet: Yanıksı dondurma Tamam pek çok şehrimizin kendine göre efsane dondurmaları olabilir ama Antalya’nın daha doğrusu Korkuteli’nin yanıksı dondurması Vedat Milör’ü bile heyecanlandırır, hele ki Korkuteli merkezdeki Giliğ Pastanesi işin içine karışmışsa olaylar çılgınca gelişir. 5.Kapkalın ‘A’ ipince ‘E’ harflerinin verdiği tat Antalya’nın yerlisi olan adam ne yaparsa yapsın o ‘A’ harfini inceltemez, üstüne isterseniz duble şapka koyun yine de ‘kağıt’ değil ‘kaat’ der en basitinden. Bunun tam zıttını da ‘E’ harfine yaşatır, ince kullanımda dünya devidir, bir ‘geençler’ der üzülürsün. Yine de istediği zaman İstanbul şivesinde nice 5 kuşak İstanbulluya taş çıkartır. 6.Bir semt olarak Lara Bir kişinin Antalyalı olup olmadığını anlamanın en kolay yolu ona Antalya’nın bir semti olan Lara’yı teleffuz ettirmektir. Eğer Lara Croft der gibi a harflerini hızlı hızlı söylüyorsa, gönderin gitsin. A’ları uzun uzun (yapabiliyorsa da incelterek) söylüyorsa sarılın toprağınıza. (Temsili: Laara.) 7.Antalyalı sıcağa karşı dayanıklıdır Yazları duştan çıkıp kurulanırken terlemeye başladığınız, geceleri yatağın/yastığın kuru tarafını ararken uyuyakaldığınız 50 derece sıcaklıklara yüzde 90 nem oranlarına alışık bir şehirden bahsediyoruz. Antalyalı dediğin zaten “ay çok sıcak, of bu nem” diye hemen tribe girmez. DEVAMI GELECEK 🙂 SİZ DE FİKİRLERİNİZİ AŞAĞIYA YORUM OLARAK BELİRTİNİZ TEŞEKKÜRLER 🙂