Parçalı Bulutlu 24.3°C, Parçalı Bulutlu, Antalya

“İhanet edenler”

Üst üste 4.yenilgisini Başakşehir karşısında alan Antalyaspor’un son durumunu gazeteci Hasan Yavaşlar kaleme aldı.

“İhanet edenler”

Son 4 maçını toplam 14 gol yiyerek kaybeden Antalyaspor, her maç daha kötü ve biraz daha çağdışı oynayarak yoluna devam ediyor. Başakşehir, Gaziantep ve Çaykur Rize maçlarında alınan sonuçlar belki telafi edilir ancak oynanan futbol bu telafinin zor, hatta çok zor olduğunu gösteriyor. Sezon başında Antalyaspor ile ilgili yeterince yazı yazdım. Neler yazdığımı hatırlayanlar biliyor, isteyen açıp tekrar okuyabilir.

Lig başladıktan sonra yazmayı kestim. Çünkü artık yapılabilecek bir şey kalmamıştı. Transferler ve sezon başı kampları ilginç olaylar eşliğinde yapıldı ve geride kaldı. Artık takımın başarılı olmasını, yazdığım konular hakkında yanılmayı çok istedim ve bekledim.

Her sezonun ilk 6-7 haftasında her türlü sonuç alınıyor. Takımlar oturmadan, transfer tamamlanmadan elde edilen hiçbir saha sonucu, bugüne kadar gerçek anlamda fikir vermedi, vermez de…

İlk 6-7 hafta bitti ve takımlar oturdu. İlk 2 maçını Nikola Storm’un attığı şutlarla kazanan Antalyaspor, rakiplerin bu oyuncuyu analiz edip önlem alması ile önemli bir silahını kaybetti. Samsun’da alınan galibiyet ekstra bir performanstı ve umutları artırdı. Ancak Antalyaspor, 6. haftadan sonra gerçek kimliğine büründü ve ligin averaj takımı haline geldi.

Taraftar sayısı ortalaması 5 Bin’i bulmayan Antalyaspor, Başakşehir maçında bilet fiyatlarını 7 Lira yapıp, hafta boyunca insanları tribünlere davet edince, yaklaşık 15 bin kişi maça geldi. Daha önce 5 bin kişinin izlediği rezaleti, bu kez 15 bin kişi izledi. Protokol tribününde bile 60. dakikadan sonra kimse kalmadı, diğer tribünler aynı şekilde.

Maliyet olarak geçtiğimiz sezondan daha pahalı olan mevcut kadro, yetenek olarak geçen sezonun çeyreği bile değil.

Biraz detaylandıralım. Takımın Bünyamin Balcı dışında sağ beki yok. Kaleci diye alınan Julian Cuesta, gösterdiği performansa bakınca Türk olduğu için beğenilmeyen Abdullah’tan daha iyi değil. Sol bekte Kenneth Pall’un, genç Samet dışında yedeği bulunmuyor. Savunmanın önünde geçen yıl Kaluzinski, Petrusenko ve Erdal Rakip vardı. 3 oyuncuyu gönderip, alt ligde bile oynayamayacak olan Jesper Ceesay’ı transfer etmek, aslında kulübün nasıl yönetildiğini gösteriyor.

Forvet için alınan Yohan Boli, Tomas Cvancana ve Poyraz Efe Yıldırım’ı toplasanız, geçtiğimiz sezon beğenilmeyen Adolfo Gaich’in yarısı yapmıyor. Üstelik 3 oyuncuya ödenen rakam ile Gaich’ten çok daha kaliteli bir golcü rahatlıkla alınabilirdi. Bu isimleri transfer ettiren Emre Belözoğlu, 3 isme o kadar güveniyordu ki, yanından ayırmamak için sürekli kulübede oturtup, 4. kez görevden ayrılmadan önce forvette Van de Streek’i oynatıyordu!

Sezon başı yapılan transferler için, geçen yıldan daha fazla maaş bütçesine imza atıldı. Stoperler Lautaro Giannetti ve Georgiy Dzhikiya dışında elle tutulur başka transfer yok. Kaleci canlı bombaydı, patladı. Diğer yeni transferler içinde birkaç tane vasat oyuncu var, diğerleri ya çok kalitesiz, ya da sakat. Bu kadar transferi yapanların, kulübü ‘çöp’ diye tabir edilen başarısız oyuncuyla dolduranların ve ödeyemeyecekleri kadar yüklü maaş bütçesine imza atanları, camiayı bilmem ama ben unutmayacağım.

Sakat oyuncular arasında yer alan yeni transferlerden Doğukan Sinik ile ilgili birkaç cümle söylemem gerekiyor. Antalyaspor altyapısından yetişen Doğukan’ın, transfer süreci ile ilgili bazı yöneticilerle yaşadığı diyaloglar kamuoyunda çok dillendiriliyor. Kendisi, birkaç oyuncu ile birlikte yakında kadro dışı bırakılır mı bilmem. Ancak, İngiltere’ye nasıl gittiğini, giderken neler yaşadığını çok fazla kişi biliyor ve konuşanların sayısı hayli arttı. Kendisine tavsiyem; futboluna odaklan ve kirli isimlerden uzaklaş.

Sezon başından bu yana Antalyaspor ile ilgili yazmıyordum, ısrarlı sorular karşısında yazayım dedim. Ben sezon başı bu takım için “El Fatiha” başlığı ile takımın bittiğini, geçtiğimiz sezonun Adana Demirspor’u olacağımızı yazarak da averaj takımı olacağımı yazmıştım. Gelinen nokta maalesef düşüncelerimde yanılmadığımı gösterdi.

İnsan bazen iki seçenek arasında sıkışıp kalıyor. Görevim gereği sürekli yazsam, olumlu bir gelişme yaşanmadığı için eleştirmem gerekiyor. İnsanız ve düşüncelerimizde yanılabiliriz. Bazen bu yanılgıyı görmeyi çok istersin ve beklersin. Benimki de öyle oldu biraz.

Hala umutlu olmak istiyorum. Ancak kulübü yöneten Başkan Rıza Perçin’in şu paylaşımını görünce vazgeçiyorum: “Bu takım düzelir arkadaşlar. Fakat; eğilen, bükülen ihanet edenle işimiz olmaz, onunla aramız düzelmez… Son uyarı”.

Sayın başkan, şöyle küçük bir ayrıntı var: İhanet edenle aranızı düzeltmeyi bırakın, selam vermemeniz gerekiyor. Uyarı; iyi niyetli olup hata yapanlar için yapılır. İhanetin telafisi, kahpeliğin ise bahanesi olmaz.

Neyse biz yine de iyimser olmaya çalışalım… Başkan masaya yumruğunu vurmuş. Şimdi o eğilen, bükülen ve ihanet edenler düşünsün!

Hasan Yavaşlar – Antalya Gündem

Antalyam.com
Antalyam.com