Ligin zirvesini etkileyecek maç. İki takımda da eksikler var. Galatasaray eksiklerini kadro içinden tamamlar da Antalyaspor gibi takımlarda Eto’o gibi isimlerin eksikliği hissedilir. Öyle de oldu. […]
Ligin zirvesini etkileyecek maç. İki takımda da eksikler var. Galatasaray eksiklerini kadro içinden tamamlar da Antalyaspor gibi takımlarda Eto’o gibi isimlerin eksikliği hissedilir. Öyle de oldu. Bir de kimse kusura bakmasın, Zeki varken Salih bu takımda oynayamaz. Hataydı, 2-0’dan sonra ikinci yarıda düzeltildi, biraz geç oldu. Salih hiç savaşmadı. İlk 10 dakikada iki takımdan birinin arkaya adam kaçıracağı belliydi, hatayı Antalyaspor yaptı. Galatasaray deyim yerindeyse hiç oynamadan 2-0’ı da buldu. Oysa görüntü farklıydı. Antalyaspor daha iyiydi. Antalyaspor yakaladıklarını atmakta beceriksizdi, Galatasaray yakaladıklarının tamamını atmakta hünerli. Mbilla’nın golü ikinci yarıya umutla başlanmasını sağladı. Chadjou’dan topu çalarken hakemin faul düdüğü çalmaması doğruydu ama sürpriz oldu açıkçası. Deniz’in golü maçı adeta tekrar başlattı. Bu golde Zeki’nin katkısını atlamayalım. 2-2’den sonra gardını kaldırıp yumruk atmaktan çok yememeyi düşünen iki boksör gibiydi takımlar. Atan kazanırdı, Galatasaray attı, kazandı. Hak etti mi? Etmedi. Antalyaspor bu maçı geçen hafta Mete Kalkavan’ın Eto’o’ya haksız sarı kartı gösterdiği anda kaybetmişti. Söyleyeceklerim bu kadar. Murat Özgen / Akdeniz Manşet