Samuel Eto’o’nun Antalya kentine getirdiği hava, Antalyaspor’a kazandırdığı ivme, rakiplerin girdiği kıskançlık krizleri falan.. Bunların hepsini yaşadık ve Kamerunlu sayesinde rüya gibi bir sezon geçirdik. Fenerbahçe […]
Samuel Eto’o’nun Antalya kentine getirdiği hava, Antalyaspor’a kazandırdığı ivme, rakiplerin girdiği kıskançlık krizleri falan.. Bunların hepsini yaşadık ve Kamerunlu sayesinde rüya gibi bir sezon geçirdik. Fenerbahçe ve Galatasaray’ı 4’er golle, Trabzonspor’u (Eto’o oynamamış olsa da) 7 golle uğurladık. Tüm bunların hepsini inkar edersek nankör oluruz. Ancak; Bu transfer döneminde yaşananlar hiç şık olmadı. Yeni yönetimin 3.5 milyon euro’yu geçen yıllık ücreti ile ‘Almak isteyene veririz’ tavrı Eto’o’nun gidiş sürecini hazırladı. Bu sırada geçen seneki maaşının yarısını sezon başlamadan, yarısını da daha 8’inci haftada alan Samuel Eto’o, birilerinin (!) dolduruşuna gelmiş olacak ki, “Benim paramı bu sene ödeyemezsiniz” diyerek kendi başına kulüp aramaya başlamış. Beşiktaş da ‘Kulüple bağını kopar, görüşelim’ demiş. Yani; bir kulübün sözleşmeli futbolcusuna “Kulübünden ayrıl gel” demiş. Futbolcunun kendisinden talep gelmiş olsa bile, “Biz önce bir kulübünden seni bırakmak istediklerine dair onay alalım, ondan sonra kulübünle bağını kopar gel” dememiş. Bu durum talimatlara göre ceza gerektirir, gerektirmese bile daha önemlisi gönüllerde, ikili ilişkilerde yara açar. SABAH Akdeniz’in ortaya çıkardığı sözleşmelere göre satışı yapılsa Antalyaspor’un eline ‘devede kulak’ değil ‘kulağın tüyü’ kadar kalacak para, satışı cazip kılmadı. Takas en akıllıca olanıydı. Karşıdan doğru adım gelseydi, bugün Eto’o Beşiktaş’taydı. Beşiktaş yönetiminin, menajerlerin ‘Eto’o’yu size bedava getiririz’ sözlerine, ‘Şampiyonlar liginde oynayan bir takıma giderse bonservis parası ödenmez’ safsatasına inanıp Antalyaspor’u ‘Yok sayması’ süreci içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Ardından sert demeçler, kopma noktasına gelen iki kulüp ilişkileri, taraftarların sosyal medyada küfür ve hakaret seviyesine varan atışmaları. Bak Eto’o.. Bu camia senin haftada 2-3, bazen hiç idman yapmadan maçlara çıkmanı görmezden geldi. Özel işlerin için gittiğin Avrupa’dan öğlen gelip akşam maça çıkmana ses çıkarmadı. Hocalarını pasifize edip tüm takımı saha içinde motive etmene, taktiği belirleyip kadro yapmana, istediğin oyuncuyu transfer ettirmene anlayış gösterdi. Bu kulübün tarihine geçecekken sebepsiz olarak son iki maça çıkmamana ‘eyvallah’ dedi. İnan bu sevginin sahada attığın gollerle ilgisi yoktu. Senin insanlığını sevdi bu taraftar. Golden sonra tribüne koşuşunu, maçta sonra sevincini taraftarla paylaşışını. Bence bu taraftar, Beşiktaş’ta daha az ücretle oynamayı kabul edip Antalyaspor’da ‘paramı ödeyemezsiniz’ demeni hiç hak etmedi. Lütfen çık açıklama yap. Ya de ki ‘Beni göndermek istediler ben de kulüp aradım’, ya de ki ‘Ben profesyonelim ne kadar ekmek o kadar köfte’, ya da de ki ‘Ben de sizi seviyorum’.. Ya bizi uyandır rüyadan ya da bırak biz de seni sevmeye devam edelim. — Murat Özgen / Sabah Akdeniz