Antalyaspor için tehlike çanlarının çaldığı günlerde medyanın da etkisiz kaldığını düşünüyorum. En azından 20. haftadan itibaren medya, camianın bütünleşmesini, dolayısıyla Antalyaspor’u yönetenlerin ve takımın da irkilmesini […]
Antalyaspor için tehlike çanlarının çaldığı günlerde medyanın da etkisiz kaldığını düşünüyorum. En azından 20. haftadan itibaren medya, camianın bütünleşmesini, dolayısıyla Antalyaspor’u yönetenlerin ve takımın da irkilmesini sağlayabilirdi. Maalesef Antalya medyasında da kişisel popülizm tutkusu öne çıkmış olanlar var. Süslü püslü cümleler kurmakla olmuyor bu işler. Cümleler süslü püslü, bas google’e İstanbul’daki spor yazarlarının eski yazılarından birkaç tane cümle vurgusu çal, okuyanlar “ne güzel yazmış” desin! Bir de şu var ki, Antalya’da gerçekleri yazıyorsanız herkes yüzünü başka tarafa çeviriyor. Kayserispor maçı sonrası “düştük” dedim, “kalan haftalarda yeniden Süper Lig’e dönmeye çalışmalıyız” dedim. Benim bu yazıma ‘saçma’ yorumu yapanlar, takım düşünce sanki o haftalarda bu yazıyı kendileri yazmış gibi üstlendiler. Yazılan gerçekleri görmeyenler de oldu Başkan Gencer’in 25 milyon lira civarındaki borçlanmasını Mart ayında ilk biz yazdık. Gencer hemen inkar etti, ama camiada hiç kimse bu konunun üzerine gitmedi, gerçekleri sorgulama gereği duymadı. Nedense olup bitenleri herkes sessizce izledi. Ne zamanki takım düştü, zamanındaki uyarılara kulak asmayanlar, duymazdan gelenler kılıcı çeken cengaverler misali ortaya çıktı. Ben, takım düştükten sonra ses çıkaranları ciddiye almıyorum. Bu memlekette daha önce takım düşünce başkanın yakasına yapışıldı, hepimiz biliyoruz ve hatırlıyoruz bunu. Peki bu kez Başkan Gültekin Gencer’e yönelik ciddi bir eleştiri gördünüz mü? Kulübün sürüklendiği ekonomik felaket ve takımın küme düşme sürecinde ve sonrasında ben Başkan Gencer’e yönelik camiadan ciddi bir eleştiri görmedim. Yaşananlar, 2002 yılındaki düşüşü hatırlatıyor. O zaman da herkes olup biteni izlemiş, tepki göstermemişti. Şimdi de öyle. — Cengiz ALTAY / Antalya Gazetesi