Antalyaspor'da kötü gidişat devam ederken gazeteci Hasan Yavaşlar dikkat çekecek bir yazı kaleme aldı.
Futbol sonuç oyunu ve o sonuç gelmeyince bazı gerçekler konuşulabiliyor. Antalyaspor kendi sahasında 4 maç üst üste kaybetti. Umut olarak takımın başına getirilen Erol Bulut, 6 maçta 4 puan alabildi. Daha önemlisi, takımın oynadığı futbol gelecek için hiçbir umut vaat etmiyor.
Sonuç gelmeyince de bazı gerçekler camia içinde yeni konuşulmaya başladı.
Sezon başında bu takım için ‘El Fatiha’ başlıklı yazıyı kaleme aldığımda, burun kıvıranlar, ‘Ligin yeni Adana Demirspor’u olma yolundayız’ dediğimde ‘felaket tellalı’ diyenler, şimdi benimle aynı eksene geldi.
Sorun yok.
Günlük haklı çıkmak ve çok konuşulmak benim işim değil. Sosyal medyayı iyi kullanarak takipçi kasmak hiç gündemim olmadı, olmayacak da. İşimi iyi yaparak ‘bana göre’ doğruları dile getirmeye devam edeceğim.
Antalyaspor’u basamak olarak görenlerin hüküm sürdüğü bir dönemden geçiyoruz. Genel kuruldan seçilerek göreve geldikleri için de saygı duyuyoruz. O nedenle sezon başladıktan sonra çok yazı yazmamaya ve takımın iyi olması için temennide bulunmayı tercih ettim. Yönetimden ayrılanlar bir daha stadın önünden geçmeyebilir ancak benim başka takımım yok. Amatör kümeye de düşse Antalyasporluyum, ayrım yapmaksızın tüm Antalya takımlarını destekliyorum ve işimi buna göre yapıyorum.
9 ayda 4 kez görevi bırakan Emre Belözoğlu’nu helikopterle tesislere indiren savaş kazanmış komutanlar, şimdi Emre Belözoğlu tarafından eleştiriliyor. İstanbul medyasını görünce değişen ve görevdeyken yönetime laf söyletmeyen Belözoğlu, şimdi uzaklardan ‘Antalyaspor’da köklü değişim şart’ diyerek buradayken farklı, uzaklardan farklı konuşuyor.
Erol Bulut, tıpkı Sergen Yalçın gibi profesyonel teknik adam ve bu işi yaparak para kazanıyor. Antrenmanlarını yaptırıyor, maçlarda kulübede duruyor ve para kazanıyor. Antalyaspor’un göz göre göre küme düştüğünü, ‘Elimdeki malzeme bu’ sözleri ile destekliyor, sezon başı kampının iyi yapılmadığı ve transferlerin yanlış olduğunu söyleyerek tasdikliyor.
Emre Belözoğlu’na ‘istifa’ diyerek bağıranlar, eleştiri oklarının yönetime çevrilmesini engellemişti, şimdi Erol Bulut için aynı yol izleniyor. Ancak Emre Belözoğlu’nu da, Erol Bulut’u da göreve getirenler ne hikmetse hiç arka plana itilmeye çalışılıyor.
Teknik adam tercihini yapanlar, 17 transfer yaparak takımı futbolcu çöplüğüne çevirenler ise kamufle edilmeye çalışılıyor.
Uzatmaya gerek yok.
Antalyaspor dernek seçimleri ile sonu olmayan bir yola girdi, “Mevcut yönetim gitsin, paramız da var, B-C-D planlarımız da hazır” diyen Dernek Başkanı Mustafa Ergün ve etrafındakiler ile dibi gördü. B planı neydi bilmiyoruz, C planı konuşulmuyor bile. Sanırım Z planı Mustafa Ergün’en kendisi. Antalyaspor Derneği, son yıllarda A.Ş. yönetimlerine kayyım atamakla meşgul. Mustafa Ergün’ün elinde plan kalmadıysa Z planı olarak kendisini atayabilir.
Mevcut başkan Rıza Perçin iyi niyetli olabilir. Yönetim içindeki bazı isimlerin iyi niyetlerinden ve Antalyasporluluğundan şüphem yok. Ancak profesyonel futbol, iyi niyetle yönetilmiyor. Zaten birçok kararı Rıza Perçin kendisi veremiyor sadece uygulama aşamasında ön plana atılıyor.
Karar verenler ne mi yapıyor?
Hala kulüpte emeğiyle çalışıp ekmek parası kazanan emektarları gönderip yerine kendi yakınlarını doldurmakla meşgul. Ekmek parası ile oynanan bir yerde başarı olmaz. Bunu yapanların başarı beklediklerini beklemek de saflık olur, onlar kendi ekiplerini toplamakla ve kulübe hakım olmaya çalışmakla meşgul.
Konyaspor maçını canlı izlemiş ve maç yazımda Konya’da gezdiğim yerleri, yediğim yemekleri yazmıştım. Çünkü 5 dakikalık bölüm dışında sahada futbol yoktu.
Göztepe maçı ile ilgili de bir yorum yapmış olayım: İlk yarı 1, ikinci yarı 2 oynayan bahisçiler iyi para kazandı.
Bahis demişken…
Demeyelim, oraya girersek çıkmak kolay olmayacak.
Hasan Yavaşlar - Antalya Gündem