Antalyaspor'da yaşanan işten çıkarma işlemlerine tepki çığ gibi büyüyor. Lider gazetesi yazarı İbrahim Okumamış da sert sözlerle alınan kararları köşesine taşıdı.
Bugün cuma yazımın önüne elzem bir konu geçti. Mevzu Antalyaspor olunca akan sular duruyor. Evet Antalyaspor ve yönetimine tanıdığım YAZMA-BEKLE sürem çoktan doldu.
Rıza Perçin ve ekibi göreve geldikten sonra biri iki konuyu eleştirmiştim. Bunlardan biri ‘GÜCÜNÜZ GARİBAN ŞOFÖRE Mİ YETTİ?’ başlıklı yazımdı.
Bu yazımdan sonra beni arayan hatrı sayılır bir dost, Antalyaspor’un yeni yönetimine geçiş süreci için “Biraz zaman tanı, eleştiriyi ertele” demişti. Öyle yaptım. Ama o süre doldu!
Yazma vakti geldi. Tabi bu süreçte hem takımı hem de yönetimi yakından takip ettim. İyi işlere kötü işlere de imzalar atıldı. Eksilerin artıları götürdüğü süreç çok hızlı gelişti.
Öncelikle bu gelişmelere geçmeden yazımın başlığının tanımını bir yapalım. Herkes meramımı buradan anlasın. TOKSİK YÖNETİCİ ne demek?
Evet... TOKSİK yönetim tarzını; azarlama, ani çıkışlar veya uygunsuz konuşmalarla bir bireyin itibarını, özgüvenini ve motivasyonunu zedeleyen yönetim tarzı” olarak tanımlanıyor.
TOKSİK yöneticiler, birlikte çalıştıkları insanlar için önemli psikolojik ve fiziksel sonuçlar doğurabilecek derecede yıkıcı, aşağılayıcı ve değersizleştirici sözler sarf edermiş.
Gelelim Antalyaspor’daki mevzulara! Antalyaspor A.Ş. yönetimi dediğimiz zaman akla gelen veya gözümüze çarpan iki isim var. Biri Başkan Rıza Perçin diğeri 2. Başkan Emrah Çelik!
Yönetimdeki diğer isimlerin bazılarını bire bir tanımasam bile en azından isimlerini duyarım. Öyle çok ön plana çıktıklarını hiç görmedim. An azından görünmüyorlar.
Allah için; Başkan Rıza Perçin ve ekibinin iyi çalışmaları inkar edilemez. Örneğin FİFA’daki TRANSFER YASAĞI getiren dostlara TEMİZLEYİP transferin önünü açtırmaları!
İlk hataları zorla getirilen Teknik Direktör Emre Belözoğlu. Bazı futbolcuları neredeyse İSTENMEYEN ADAM ilan etti. Arma hatrına ÇİĞ TAVUK yendi kimse sesini çıkarmadı.
Antalya basını ile gereksiz bir kavgaya tutuşan Emre efendi, kendi kurduğu takım 8 haftada bekleneni veremedi. Rizespor maçı sonrası İSTİFA kararı aldığını yarım ağızla açıkladı.
Sonrasında Başkan Perçin, hocayı kalması için zar zor ikna ettiğini açıkladı. Milli arada Emre efendi İstanbul’un yolunu tuttu. Oradan yaptığı açıklama ile İSTİFA kararını duyurdu.
Bu İKNA sürecinde koskoca Antalyaspor’un Başkanı, “Emre hoca giderse bizde gideriz” diye bir açıklamada bulundu. Eee hadi o zaman Başkan. Bekletme camiayı. Laf ağızdan çıkar!
Hata üstüne hata. Takımda bir tane yıldız oyuncu yok. Böyle olunca tribünler dolmuyor. Başarı yok denecek kadar az. Puan kayıpları bile buna bağlanmaya başlandı. Yersen misali!
Gelinen süreçte şehir takımdan kopuk taraftar tepkili. Bu tepkilerin odağındaki iki isim var. Başkan Rıza Perçin diğeri 2. Başkan Emrah Çelik! Çünkü alınan kararlarda onların adı var.
Tepkiler artmaya başladıkça Başkan ve ekibi çıkış yolu aramaya çalışıyor. Başarısızlığa KURBAN arandı. Kulüpte BONFİLE ve KURU YEMİŞ yürütenler ödüllendirildi!
Şoförden sonra, takımın yıllardır sağlık ekibinde yer alan Burhanettin Çalım ve Fizyoterapist İrfan Korkmaz GENÇLEŞTİRME adına KURBAN seçildi. İş akitleri fesih edildi.
Hani her köktü haber için ‘GELİYOR GELMEKTE OLAN’ sözcüğü kullanılır ya. Bu iki ismin görevden alınmaları da KÖTÜ günlerin habercisi gibi oldu.
Veee kötü haber önceki akşam saatlerinde geldi. Antalyaspor bu kez Medya Sorumlusu Murat Özgen, Satış ve Pazarlama Müdürü Serap Atmaca ile sekreter Seher Karakaş ile yollar ayrıldı!
Ancak bu ayrılıklar için yapılan açıklamada öyle bir kulp bulunmuş ki akıllara durgunluk verir cinsten; ‘TASARRUF TEDBİRLERİ VE İŞ DİSİPLİNİ’ Güler misin ağlar mısın?
Öncelikle şunu söyleyelim. Bu üç isim ne babamın oğlu ne de kızı. İkisi eski mesai arkadaşım. Biri Murat Özgen diğeri Serap Atmaca. Diğer kardeşimizi tanımıyorum.
Ben başta Murat Özgen’i ele almak istiyorum. 33 yılı aşkın çoğunluğu spor alanında gazetecilik yapıyor. 4 yıl Sabah Gazetesi’nde ve iki dönemde TSYD’de omuz omuza çalıştık.
Özgen, iyi bir gazeteciliğin yanında Multi Disipliner sisteme sahip görev adamı. Tam manasıyla sırtınızı döndüğünüzde sizi hançerlemeyecek, ketum bir yapıya sahip. ADAM GİBİ ADAM!
Şimdi siz kalkıp Murat Özgen için ‘DİSİPLİNSİZ’ yakıştırması yaparsanız bunun karşısında ben ve benim gibi meslektaşları, dostları karşı durur. Çünkü, bu camia Özgen’i de sizleri de çok iyi tanıyor.
Sadece bu mu? Hele hele aldığınız kararı adı ve görevi ne olursa olsun bir kulüp çalışanına tebliğ ettirmek ise tam bir REZALET, AYIP! Yahu siz kendi şirketlerinizi de böyle yönetiyorsanız vay sizin çalışanlarınızın haline.
‘DİSİPLİNSİZLİK’ yaftası takıp ‘İTİBAR SUİKASTİ’ yapmaya çalıştığınız Murat Özgen öyle yabana atılacak bir isim değil. Bu şehirde spor hafızası ile saygı duyulacak biridir.
Serap Atmaca’ya gelince. Yahu kadıncağız küçücük çocuklarının nafakası, armanın geleceği için gecesini gündüzünü kattığını cümle alem biliyor. İÇ edilen PİRİMLERİ ise cabası!
Bir iş yerinde patron kimse istediği ile çalışıp çalışmamakta serbesttir. Ancak Antalyaspor kimsenin babasının malı değildir. Böyle kararlar alınırken ince elenip sık dokunmalıdır.
Kalkıp bu isimlerle uydurma DİSİPLİNSİZLİK gerekçesi ile yolları ayırıp bu birimleri kapatmakta neyin nesi? Bu karar açıkça TOKSİK YÖNECİ sorunun göstergesidir.
Demedi demeyin. Murat Özgen başta olmak üzere İTİBAR SUİKASTİ yaptığınız insanları çok arayacaksınız. Ben Sabah’tan gittikten sonra çok aradım.
Evet, fragman bitti film yeni başlıyor. Bakın bakalım bu saatten sonra kulüpten bilgi nasıl sızdırılıyor hep birlikte göreceğiz. Bizler yazacak sizlerde okuyacaksınız! VEFAYI da VEFAZLIĞI da göreceksiniz.
Artık Antalyaspor ve yönetimi konusunda kim olursa olsun, hangi dost devre girerse girsin KILIÇ KININDAN ÇIKMIŞTIR! Unutmayın VEFA bizde semt adı değildir.
İbrahim Okumamış - Lider
